İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), HTŞ militanlarının ağır silahlarla donatılmış araç konvoyuyla Afrin sınırına geldiğini ve kent merkezine doğru ilerlemeye çalıştığını bildirdi.
HTŞ’li teröristler, Gazaviye Sınırı’nda Türkiye destekli muhalif gruplar tarafından durduruldu. Türk askerinin de devreye girmesiyle HTŞ militanları geri çekilmek zorunda kaldı. Gözlemevi, Türk güçlerinin kontrolündeki bölgelerle HTŞ’nin kontrolündeki bölgelerin Deyr Balut ve Gazaviye sınır kapılarıyla birbirine bağlandığını belirtti.
ÖRGÜTÜN GELİR KAYNAKLARI
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre HTŞ, El-Bab kırsalında kaçakçılık operasyonlarını yürüten Ahrar Avlan Grubu’nu destekliyor. Haziran 2017’de Ahrar el-Şam ile yaşanan çatışmaların ardından Bab el-Hava sınır kapısını ele geçiren HTŞ, bu kapıyı kontrol ederek ayda 10-15 milyon dolar gelir elde ediyor. Türkiye, sınırın bir terör örgütünün kontrolüne girmesi üzerine insani olmayan malların geçişini kısıtladı ve sınırın Türk tarafını insansız hava araçları yardımıyla izlemeye başladı.
HTŞ, sınırdaki sivil otoriteyi görevde tutarak ve Geçişler Genel İdaresi aracılığıyla, geçişleri gayri resmi olarak yönetiyor. Ayrıca Afrin ile Gazaviye sınırını ve Dorriyeh sınırını da kontrol ediyor. Türkiye ile olan diğer iki resmi sınır kapısında ise HTŞ’nin varlığı bulunmuyor.
VERGİLENDİRME POLİTİKASI
HTŞ, Suriye Ordusu’nun Aralık 2019 operasyonu öncesinde Hama’daki geçiş kapılarını kontrol ediyordu, ancak bu geçişler Suriye Ordusu’nun ilerleyişiyle kapandı. HTŞ, bu kapıları yeniden açmak için çaba sarf ediyor.
Örgüt, İdlib‘e gelen mallara ton başına 3 ila 7 ABD Doları arasında değişen vergiler uyguluyor ve tarımsal makine parçaları için 500 ABD Doları ücret talep ediyor. Eski bir HTŞ komutanına göre, tek başına Morek geçişinden elde edilen gelir ayda yaklaşık 800 bin dolar civarındaydı. Diğer geçiş kapılarıyla birlikte bu rakam ayda 1,5 milyon dolara ulaşıyordu.
ÖRGÜTÜN AFRİN’DEKİ HEDEFLERİ
HTŞ, Haziran ve Ekim 2022’de de Afrin’e girmeye çalışmıştı. Türkiye’nin Şam ile uzlaşma çabaları sırasında HTŞ, Suriye Milli Ordusu (SMO) içindeki bazı gruplarla birlikte hareket etti. SMO içindeki bazı gruplar HTŞ’nin ilerleyişine karşı dururken, Türk istihbaratı ve Türk Silahlı Kuvvetleri devreye girerek anlaşmazlıkları dondurdu ve HTŞ’nin İdlib’e dönmesini sağladı.
Bölge kaynakları, HTŞ’nin Ankara’nın Şam ile anlaşmasına yönelik baltalama hazırlığı içinde olduğunu belirtiyor. HTŞ, bir yandan İdlib’den çıkarak alanını genişletmeye çalışırken, bir yandan da terör örgütü PKK‘nın Suriye’deki çatı örgütü SDG ile anlaşarak ABD’nin desteğini kazanmayı hedefliyor.
Son aylarda HTŞ ve PKK/PYD arasında bir petrol anlaşması yapıldığı da belirtiliyor.
ÖRGÜT HAKKINDAKİ DİĞER BİLGİLER
Suriyeli Ebu Muhammed el-Cevlani tarafından yönetilen Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ), Suriye İç Savaşı‘na katılan aktif bir selefi cihatçı terör örgütüdür. HTŞ, 28 Ocak 2017’de Cebhe Fetih el-Şam (eski adıyla el-Nusra Cephesi), Ensaruddin Cephesi, Ceyşu’s-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gruplarının birleşmesiyle kuruldu.
Birleşmenin ardından başka gruplar ve kişiler de örgüte katıldı. Şu anda HTŞ, Cebhe Fetih el-Şam ve eski Ahrar el-Şam liderleri tarafından yönetiliyor.
HTŞ, daha muhafazakâr ve selefi unsurları temsil eden birçok grup ve kişinin Ahrar el-Şam’dan ayrılmasıyla oluştu. Bazı analistler ve medya kuruluşları hala bu gruba el-Nusra Cephesi veya Cebhe Fetih el-Şam demeye devam ediyor.
HTŞ’nin Suriye’de el-Kaide‘nin temsilcisi olarak görülmesi ve üst düzey yöneticilerinin el-Kaide ile bağlantısı olduğu iddiaları, Ensaruddin Cephesi ve Nureddin Zengi Hareketi’nin HTŞ ile bütünlüğünü bozarak bağımsız hareket etmeye başlamasına neden oldu. HTŞ, bu iddialara karşın el-Kaide’nin Suriye şubesi olduğunu kabul etmemekte ve örgütün bağımsız bir yapı olduğunu iddia etmektedir.
Kuruluş sırasında yapılan açıklamada, HTŞ’nin önceki kuruluşların veya hiziplerin bir uzantısı değil, bağımsız bir örgüt olduğu belirtilmiştir. Birleşmenin bir parçası olan Nureddin Zengi gibi bazı hizipler, bir zamanlar ABD tarafından desteklenmiştir. Rus makamları ise HTŞ’nin Suriye’yi el-Kaide’nin İslami bir emirliği haline getirme hedefini sürdürdüğünü düşünmektedir.