Türkiye BM Güvenlik Konseyi’nde veto kullanımının keyfi ve zararlı olduğunu söyledi

BİRLEŞMİŞ Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Aslı Güven, Güvenlik Konseyinde veto kullanımının keyfi ve zararlı bir araç haline geldiğini söyledi.

BM Genel Kurulunda, ABD’nin Gazze’ye ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararında “düşmanlıkların sona erdirilmesini” içeren değişiklik önerisine kullandığı veto ele alındı.

Konseyde veto edilen bir konunun otomatik olarak Genel Kurula gelmesini sağlayan 2022 tarihli “Veto girişimi” kararı çerçevesinde düzenlenen oturumda Türkiye’nin konu hakkındaki duruşunu aktaran Güven, “Güvenlik Konseyinde veto kullanımı, bireysel menfaatler uğruna ortak menfaatlerin feda edildiği keyfi ve zararlı bir araç haline dönüştü.” ifadelerini kullandı.

Gazze’de, uluslararası hukukun hiçe sayılarak yakın tarihin en ölümcül ve yıkıcı felaketinin yaşandığına dikkati çeken Güven, Genel Kurulun “Veto girişimi” kararı hakkında, “Bu Karar, BM üyelerinin P5 üyelerinin (veto hakkına sahip 5 daimi üye) veto kullanımına karşı kolektif tepkisini güçlendirdi.” dedi.

Aslı Güven, şunları kaydetti:

“Genel Kurul salonundan, BM kuruluşlarından, uluslararası toplumdan gelen çok güçlü çağrılara ve dünyanın her yerinde milyonlarca insanın sokaklara döküldüğü haykırışlara rağmen Güvenlik Konseyi, bir ayı aşkın süredir Gazze konusunda tek bir karar çıkaramadı.

Yalnızca üç ayda 22 binin üzerinde sivil hayatını kaybederken, ateşkes talepleri hatta düşmanlıkların durdurulması talepleri bile kulak ardı edildi. Buna mukabil, Genel Kurulda üye devletlerin büyük çoğunluğu olarak acil ateşkes talep eden kararlar almış olmaktan gurur duyuyoruz.”

Tek çözüm, iki devletli siyasi yapının kurulması

Daimi Temsilci Yardımcısı Aslı Güven, bölgede 1948’den bu yana Filistinlilere yönelik en büyük yerinden edilme operasyonunun gerçekleştiğine dikkati çekerek, “Bütün bir nüfusu evlerinden sürmek, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir.” diye konuştu.

“Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesine ilişkin kabul edilemez açıklamaları kesinlikle reddediyoruz.” diyen Güven, çatışmanın tek geçerli çözümünün savaş ve yıkım değil, iki devlet vizyonuna dayalı siyasi bir yaklaşım olduğunu vurguladı.

Güven ayrıca, çatışmanın bölgesel yayılma riskinin ciddi olduğunun altını çizdi.

“Güvenlik Konseyi reformunun gerekliliği tartışılmaz ve ertelenemez”

Tüm üye ülkelerin temsil edildiği BM Genel Kurulunun, çok taraflılığının simgesi olarak diğer tüm organlardan daha öncelikli olduğunu belirten Güven, “Genel Kurul tamamen evrensel olan tek BM organıdır; dolayısıyla Birleşmiş Milletlerin en temsili organıdır.” ifadelerini kullandı.

Güven, “Güvenlik Konseyi reformunun gerekliliği tartışılmaz ve ertelenemez.” dedi.

Gazze konusundaki eylemsizliğin Güvenlik Konseyinin işlevsizliğinin bir başka örneğini teşkil ettiğini dile getiren Güven, şunları söyledi:

“Bu organda bireysel menfaatlerin peşinde koşmak yalnızca çok taraflılığı baltalamakla kalmıyor, aynı zamanda tüm BM sisteminin güvenilirliğini de zayıflatıyor.

İnsanlık, daha temsili, demokratik, şeffaf, hesap verebilir ve etkili bir Güvenlik Konseyi’ni hak ediyor. Bu amaçla Türkiye, tüm üye devletlerin yararına olacak kapsamlı ve kapsayıcı bir yaklaşımı teşvik eden reform çabalarına yapıcı bir şekilde katılmaya devam edecektir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir